Lavinya Dergisi
VAZGEÇMEBir pişman oluşun ya da açılacak temiz bir sayfanın önceki günüdür vazgeçmek. Sevindirmek, üzmek, ağlatmak yahut güldürmek hepsi vazgeçişin ardındaki gerçekliktir. Kimi zaman vicdan ile yüreğin çarpışması kimi zaman bedenimizle inatlaşmadır aslında. Geriye dönüp baktığımızda keşkelerimizin iyi kilerimizden çok olduğu, geçmişimizin pişmanlıkla dolu olduğunu görürüz. Vazgeçmek bazen üzmek bazen güldürmek dedik, peki neden vazgeçeriz? Yapacağım diye karara bağladığımız birçok şeyden, kurarken heyecanlandığımız hayallerimizden niçin bir çırpıda vazgeçeriz? Kendimden yola çıkacak olursam; çoğu vazgeçişim şimdi sırası değil diyerek ertelemelerin yüzündendir. İşin içinden çıkamadığım zamanlarda sığındığım bir liman benim için vazgeçmek. Çünkü en kolayıdır her zaman için pes etmek. Bizi vazgeçmeye sürükleyen en temel durum ise başarısızlık korkusudur. Halbuki başarısız olmak uzun vadede bizi başarıya ulaştırır. Mesela yeni bir sevdaya tutuldu gönlümüz. Bu sevda için yapmamız gereken tek şey ilk adım atmak. Ama “Ya o beni sevmezse…” diye sonunun nasıl gelişeceğini bile bilmeden vazgeçiyoruz adım atmaktan. Bazen vazgeçmek doğru gibi gözükse de hep bir pişmanlığa sürüklüyor bizi. Başarı ve mutluluğa giden hiçbir yol düz ve kısa değildir. Unutmayın ki; vazgeçenler her zaman yenilgiyi baştan kabul edenlerdir.