Lavinya Dergisi

BABA
Tolga TÜRKMEN

Herkesin konuştuğu toplumda şairler neden sussun?

Ve giderken son sözlerini söyledi kadın...
 
Ben hiç olmayan ailemin sevgisine muhtaçlığını seninle yok etmek isterken, sen beni yok saydın...
Seninle ayrılık yokladı, hiç oldum ve ben senin hiçbir zaman gitme ihtimalini bile düşünmemiştim...
Hep beni seveceğini ve erkek adam (!) olduğun için kalbime bir tek seni almıştım,
Hiçbir sabah annem gelip de uyuya kaldığım yataktan beni kaldırıp hadi okula demedi,
Ya da gece vakti babamın yanıma gelip de üzerimi örterken uyandırmasını tatmadım,
Hiçbir okul hayatımda ne veli toplantısının ne demek olduğunu bildim,
Ne de herkes "Babam bana bunu aldı" dediğinde, ben de "Bana da bunu" diyemedim ,
Benim kollarıma alıp da seveceğim bir babam bile olmamıştı,
Ufakken sokağımızın köşesinde bir küçük bakkal vardı, arkadaşlarım oradan hep çikolatalar alırdı,
Ben sadece onları izlerdim, onlar bunları yerken, Ayşe Teyze görürdü hep beni yalnız,
Bana kendisi alırdı gurur yapar almazdım, gurur yapar ağlamazdım..
Lise çağlarında dahada bir alışmıştım, yirmi yıllık misafirliğini sürdüğüm hayatımda ailemin eksikliğini hep tadacağımı...
Halbuki gençlik çağında dahada bir hissediyorsun aile özlemini, arkadaşlarından aile kuruyorsun kendine...
”Kaldığın yer bir yurdun rutubet tutmuş odasındaki demir ranzaydı..."
Ne kadar sevinebilecek bir durumdur ki...
Acımaz aşk sana, iyi niyetini su istimal eder sevdalanırsın,
Dersin bu adam benim aşkım, bir tanem, babam, abim...
O kadar çok güvenerek seversin,
Ulan dünyada her şey hayal işte sanki bir tek o gerçekmiş gibi gelir...
Gün gelir gider.
Bitik, halde kalırsın.
Ne seni ısıtacak yorganın olur, Ne de ısınacak demir ranzan...
Git demiyorum, ya da sev demiyorum yokluğuna alışmalısın sadece.
 
Babası Olmayan Kızı Kimse Korkutamaz Ayrılıkla.