Lavinya Dergisi

KAAN GÖKMAN LAVİNYA'YA KONUŞTU

1) Sizi daha yakından tanımamız için kendinizden bahseder misiniz? Güzel Edirne'de hayata gözlerimi açtım,İstanbul bilgi Üniversitesi müzik bölümü mezunuyum,yaklaşık 20 yıldır Müzik dünyasının içindeyim.Özel radyoların açıldığı ilk dönemde mikrofon başına geçtim,16 yaşımda hem radyo hemde club dj liğiyle tanıştım ve sırasıyla Power Group,Nar Group ve Pal Mediav kuruluşlarında yönetici ve dj pozisyonlarında çalıştım halen aktif olarak bu görevim devam ediyor,2014 yılında kendi digital label şirketimi kurdum , yeni genç starlar keşfederek şarkılarını müzik dünyasıyla buluşturmaya devam ediyorum,Bukalemun Music olarak Aranje,dj workshop,organizasyon ,jingle ve reklam müziği sektöründe hizmet veriyorum.ilk solo albümüm ''This is hit'' 2010 yılında Emi etiketiyle İlk önce Türkiye daha sonra 48 ülkede yayınlandı özellikle arap ülkelerinde oldukça popüler oldu ve bana bir çok ödül kazandırdı hemen ardından gir kanıma ve benden olsun single çalışmalarımla radyo ve clublerin playlistlerinde yer aldım.2003 yılında Harem grubunu kurduk ve başarılı 3 albümle dünyaca ünlü bir çok festivalde sahne aldım,harem projesi dışında Serdar şenel&Kaan Gökman ''The project'' ve Turkish Delight proje albümlerini müzikseverlerle buluşturdum.Soner sarıkabadayı,Sinan Akçıl,Hande Yener,Ayşe Hatun Önal,Burcu güneş gibi Sevilen bir çok sanatçının albümünde düzenleme ve Remixlerimle yer aldım ve almaya devam ediyorum. 
2) Bu işe nasıl başladınız, sizin için bir tutku mudur? Kendimi bildim bileli müzik benim için bir tutkuydu belkide Sanat tarafı yüksek bir aileden gelmeminde etkisi tabiki büyüktür,ilköğrenim dönemimde özel radyoların açılmasıyla çok genç bir yaşta mikrofon başına geçtim bu benim için herşeyin başlangıcı oldu,müzik teknolojisiyle tanışmamla beraber aynı yıl yazlık bir clubde stajyer olarak plakların başına geçtim ve aynı yıl o clubun resident dj oldum.İnsanın doğasında olan elindekiyle yetinememe duygusu beni sürekli yiyip bitiriyordu artık kendi yaptığım şarkıları çalmalıyım düşüncesi beynimi sarmıştı sonrasında harakete geçtim ve 18 yaşında ilk aranjemi yaptım,Nez The Turkish delight albümüyle o yıl 1.5 milyonda fazla kopya sattık ve bunun için harika birbaşlangıç oldu ,bu albümden sonra devamı geldi ve bugünlere geldim.  
3) İşiniz için hangi zorlukları aştınız? Çok zorluklarla uğraştım ama hepsini soğukkanlılıkla ve tecrübelerimle aşmayı başardım,eskiden çalıştığım sanatçılarla vizyon sorunumuz vardı ,ben daha alternatif şarkılar yapmak istiyordum ama onlar daha ticari düşünüyorlardı tabiki sonra aynı noktada buluştuk bir şekilde,sabırlı bir insan olmam sanırım en büyük avantajım erkenden gemileri yakan bir yapım yok buyüzden karşımdaki insanı önce dinler sonra anlamaya çalışır ve gerekli noktalarda müdahele ederim buda başarıyı getirir.Dj producerlik mesleği ülkemizde son yıllarda bilinmeye ve popüler olmaya başlayan bir sanat dalıdır,müzikteki değerimiz daha yeni anlaşılmaya başlandı ama bu noktaya gelinceye kadar aksi düşüncelerle çok mücadele ettim.  
4) Karşınıza çıkan engellerle yalnız mı başa çıktınız, yoksa yanınızda daimi birileri var mıydı ? Hayat hikayemi yazsam Türk filmi gibi olur,çok genç yaşta Annem ve babamı kaybettim kısacası hayatle mücadelemi tek başıma sürdürmek zorunda kaldım bu karşılaştığım en ciddi sorunlardan biriydi ama bunuda yendim.yalnız olmak insanı gerçektende güçlü yapıyor . 
5) İnsanların sizi dinlemesi size nasıl hissettiriyor? Bu mesleğin en güzel ve cazip tarafıda bu zaten,kabul etsekte etmesekte hepimizin içinde mutlaka başka insanlar tarafından manevi olarak takdir edilme isteği vardır bende bu tatmin duygusunu müzik yaparak ve bunu insanlara dinleterek karşılayabiliyorum sadece bu değil tabiki en önemlisi günlerce çalışarak yarattığınım şarkının sevilmesi ve çok dinlenmesi benim müziğe daha çok sarılmama neden oluyor, kendime güvenimi arttırıyor daha üretken oluyorum, bu güvenlede daha cesur şarkılar yapıyorum. 
6) İlham aldığınız isimler kimler ? Tam anlamıyla Kshmr ve Henry Fong hayranı olduğumu söyleyebilirim ayrıca W&W ve Zeddfavo rilerimdir bu aralar. 
7) Şuan koşulsuz şartsız istediğiniz bir isimle çalışabiliyor olsaydınız bu isim kim olurdu ? Açıkçası Müzik kariyerimde birçok sanatçıyla çalışım ve çalışmaya devam ediyorum bu yüzden yurt dışı sanatçı seçenegi bana daha cazip geliyor, dünyada bir çok müzisyenin çalışmak isteği`''Dua Lipa'' ah keşkelerim isimli listemin bir numarasıdır. 
8) Özellikle hayran olduğunuz ve dinlerken çok keyif aldığınız biri var mı ? Son zamanlarda Buika. 
9) Radyo dinlemeyi seviyor musunuz ? Genelde ne tür kanallar dinlersiniz ? Aynı zamanda bir radyocu olmam ve işim gereği Tüm radyoları dinlemem nedeniyle tüm radyoları ve tarzlarını seviyorum,Dünya müziğini takip ettiğim gibi Türkçe müziğimizin her tazını yakından takip ediyorum. 
10) Eğer bu mesleği yapmıyor, olsaydınız hangi meslekten olurdunuz ? Kesinlikle Arkeolog olurdum arkeolojiye karşı büyük ilgim var, üniversite sınavında ikinci tercihimdi, eğer sanat fakültesini kazanamamış olsaydım muhtemelen şuan bir arkeolog olurdum.  
11) Yeni single adı ' SIZI ' bu ismi nasıl koydunuz, Özel bir anlamı var mı? Şarkıda ciddi acı ve sızı çeken bir adamın hikayesi anlatılıyor ve tek bir kelime tüm hikayeyi özetlemeliydi ve şarkıdaki Partnerim Burak Duman'ın önerisiyle şarkının ismine Sızı koymaya karar verdik.tek bir kelime herşeyi anlatıyoron zamanlarda Buika. 
12) Klip çekimleri çok zor olmuş, aldığımız duyumlara göre nasıl tamamladınız? Yönetmenimiz İmre Haydaroğlu çok başarılı bir yönetmen çalışma şartları açısında çok zor bir bölgede çekimleri başarıyla gerçekleştirdi.Riva'nın Gölköy kasabasanın çok kırsal bir bölgesinde çekimler gerçekleşti okadar ıssız bir bölgeydiki set olarak kullandığımız tarihi çiftlikte elektrik olmadığı için kamyon boyundaki jenaratörleri çukur içinde olan toprak yollarda güçlükle getirebildik,Karadenizin müthiş soğuk mart rüzgarı sayesinde klip sonrası 1 hafta koma şeklinde hasta yattık ama çektiğimiz çile klibi izleyince unutuldu tabi,her güzel şeyin bir bedeli oluyor maalesef. 
13) Daha önce hiç çok yıpranıp pes etmeyi düşündünüz mü ? Son yıllarda Çok defa,özellikle coğrafik ve siyasi açıdan çok zor bir bölgede bulunan ülkemizde yaşanan üzücü olaylardan sonra defalarca düşündüm bunu,böyle zamanlarda ilk etkilenen ve en derin etkilenen sanat dünyasıdır .Sanat ruhla yapılır duyguyla yapılır aşkla yapılır,eğer yaşadığınız ortamda kaos ve şiddet varsa sanat yapamazsınız yapsanız bile sergileyecek insan bulamazsınız , toplum mutsuz ve üzgünse sizin şarkı yapmanız yada konser vermeniz yanlış anlaşılabilir ama ben sevgiye olan inancımı hiç bir zaman kaybetmedim ve kararlarımdam defalarca vazgeçtim çünkü biliyorumki sevgi ve sanat dünyayı kurtaracak. 
14) Başarınızı neye borçlusunuz? Disiplinli bir ve düzgün bir hayata borçluyum,çok uyuyarak zamanımı harcamıyorum,kendimi tekrarlamamak için dünya müziğini yakından takip ediyorum ve sürekli bir şeyler üretmeye çalışıyorum.  
15) Lavinya Dergisi olarak bizim sorularımız bu kadar, Okurlarımıza ve dinleyicilerinize ne söylemek istersiniz? İlk olarak bana yer verdiğiniz için teşekkür ederim,Popülizmi çok kriter kabul etmeden müzik yapmaya devam edeceğim,umarım çıkaracağım yeni şarkılarıda dinler ve beğenirsiniz.sevgiyle kalın.