Lavinya Dergisi

BENİM GÜZEL MANOLYAM
Nurten K. TOSUN

Rakamlardan öykülere yolculuk. Kalem, kağıt, düş ve pamuk şeker eşliğinde...

Nihayet buluştuk beyaz kumlarla. Kış boyunca kimleri ağırladı? Bilmiyorum. Zaten önemli de değil. Ben yazın ağırladıklarıyla ilgileniyorum. Her buluşmada duygusallaşıyoruz. Denizin kulağına fısıldamış olacak ki kumsal, o da komşusuna jest yaparak ayak parmaklarımı okşuyor dalgalarla. Yıllardır yaptığım gibi bir demet manolyayı üzerine bırakacağım mavinin. Önce kokluyorum, bağrıma basıyorum yapraklarını, bakıyorum uzaklara, ufak bir tekne geçiyor. Tekne de mavili, yeşilli. El sallıyorum tanımasam da balıkçılara. Görmüyorlar beni. Neyse, galiba hazırım. Bıraktım. Uzaklaştı yavaşça manolyalar. Uzaklaşırken anlamsızca baktılar yüzüme. Deli bu kadın dediler sanırım. Belki de haklılar. Onları çiçekçideki konforlu evlerinden alalı birkaç dakika oldu. Madem sulara bırakacaktın, neden evimizden ettin bizi? İşte ben de aynı soruyu sordum. Önce, tam burada, bu kumsalda, yıllar önce tanıdığım adama, sonra kendime. Madem bırakacaktın, neden tuttun elimi? Ben bir yanıt alamadım. Ne adamdan, ne kendimden. Şimdi size de bir yanıt veremiyorum. Cevabını onlar bana susarak verdi. Ben de susma hakkımı kullanıyorum. Kopyacılık mı yapıyorum? Belki.
Nazlısın derdi. Manolyasın sen. Narin, kırılgan. Öyle miydim? Anlatırdı usanmadan, rivayete göre manolya ağacı diken kısa zamanda aşkı bulurmuş. Bu yüzden uğurlu çiçek derlermiş. Sana aşkı ve uğuru getiremedim ama affet. Getirseydim, elbette gidemezdin!
Derin düşüncelerim, manolyalarım, kumsalla sohbetim, anılarım, keşkelerim,  kırgınlıklarım ve gönül sızım beynimi uzun süre meşgul etti. Karanlık çökünce üşüttü beni meltem. Anladım ki gitme vakti. Şimdi, yine, yeniden. Seni bir sonraki yaz başına kadar denize emanet ettim kumsal. Yürürken bu defa değişiklik yapıp bir şarkı mırıldanırsam kulak ver. Komşun denizle bana katıl. Katılırsanız, size yeniden güvenmeyi denerim. Sadece size ama. Denemenin vakti geldi de geçiyor değil mi? Minik adımlar attım ve başladım mırıldanmaya. Hazır mısınız?
                "Nazlı çiçeğimsin sen sevdana dayanamam. Koklamaya kıyamam, benim güzel manolyam.''