Lavinya Dergisi

DENİZCİ TÜRKÜSÜ
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Kendi kıyılarımdan kendi dalgalarıma bakıyorum… Önümde uzanıp giden iç denizimde soluklaşmaya yüz tutmuş bir mavinin Eskimeyen binbir tonu… Akşam çökmek üzere, güneş gözden uzaklaşmaya başlamış Kızıla çalan turuncu gölgesi üzerimde… Önceden temizlenmeye çalışılmış bir kan lekesi gibi Varlığını unuttururcasına… Varlığını hatırlatırcasına… İkisinin arasında gidip gelen Gidip gelen ikisinin arasında Bir kâğıt gemidir hafıza Yüzmeye çalışan bu soluk sularda… Bata çıka… Bir denizci türküsü duyulur Yorgun ama dirayetli bir kaptanın ağzından İki dudağının arasında ağırlaşır da denize düşer… İki dudağının arasından havaya karışır… Ve yine iki dudağının arasından akşama bulanır… “Kalbim kırık… Ve dört odasında kırk yelkenli… Su alıyor her biri… Batıyor… Batıyor… Batıyor… Kırık kalbim, heyamola… Seni kimse duymuyor”