Lavinya Dergisi

İNSAN YAŞLANMASINI NEDEN KUTLAR?
Şaha ÇİMEN

Her şey insanın kafasının içinde başlar ve biter.

Bu yazımda Cem Karaca'nın "İşte Geldik Gidiyoruz" şarkısının nakaratından yola çıkarak doğum günleri hakkındaki düşüncelerimi paylaşmak istiyorum:

“Deli gibi kutluyoruz

Yılbaşı doğum günümüzü

Doğuma da ölüme de

Çiçekler yolluyoruz

Sevince de kedere de

Doğuma da ölüme de

Çiçekler yolluyoruz”


Yukarıdaki nakaratta yılbaşında, doğum günlerinde, ölüm ve doğumda çiçeklerle karşılık verdiğimiz anlatılıyor. Buradan hareketle, doğum günlerinin anlamını sorgulamak istiyorum.

 Ondan önce doğum günlerinin kısa bir tarihine yer verip bu konudaki fikrimi sizlerle paylaşmış olacağım.

Tarihte doğum günü kutlamalarının M.Ö. 3000'lerde Antik Mısır'da Firavunlar için yapıldığı biliniyor. 

Firavunların doğum günleri görkemli kutlamalarla, mahkûmların affı ve geniş katılım ile dikkat çekiyormuş ve o dönemde erkek çocuklarının doğum günleri daha fazla önemseniyormuş.

 Bu yüzden her doğan erkek çocuğunun doğduğu gün kayıt altına alınarak her yıl kutlanıyormuş. 

Aynı durum kız çocukları için birçok konu mümkün olmadığı gibi burada da mümkün olmamıştır.

Ama konumuz tarihte erkek ve kadınlara eşit muamele yapılıp yapılmadığı üzerine olmadığı için lafı fazla uzatmayacağım.

Direkt doğum günleri hakkındaki düşüncelerime geçiyorum. 

Ben kendimi bildim bileli doğum günlerini mantıksız bulurum. Çünkü her kutlama bizi yaşlanmaya yaklaştırıyor. Bu yüzden insanların doğum günlerini kutlama nedenini anlamakta zorlanıyorum. Doğduğumuz andan itibaren yaşlandığımız bir dünyada, bunu kutlamanın anlamını çözemiyorum. Bir kere doğduk ve bitti. 

Konumuzla bağlantılı olarak "İyi ki doğdun" ifadesine de pek anlam verdiğimi söyleyemeyeceğim. 

Bu cümleyi herkes doğum günlerinde kullanıyor, ama içtenlikle söylenip söylenmediği bile kuşkulu. 

Sizce doğum günlerinde sesli bir şekilde “İyi ki doğdun”, diyen insanlar bunu içten mi söylüyor? Bazı insanların içten içe "keşke doğmasaydın" demiş olabileceklerini hiç düşündünüz mü?

Bence ara ara düşünün. Herkes doğduğunuza sevinmemiş olabilir.

Yine konuyla alakalı olarak, neden doğum günlerini sürekli kutluyoruz? Neden doğduğumuz tarih- gün unutulunca kırılıyor ve kırıcı oluyoruz?

İnsanlar günlük hayatlarında bile ne yaptıklarını unuturken her yıl neden bizim doğum gününüzü hatırlasınlar ki? Çok mu gerekli?

Onun dışında neden sadece bu günlerde bir araya gelip özlem gideriyoruz?

Bunların dışında plan yapıp görüşemez miyiz? Bence pekâlâ görüşebiliriz. Bunu benden farklı düşünenler biraz irdeleyebilir.

Ha illaki biz doğum günlerimizi kutlayacağız diyorsanız, bu ömrünüzde bir defa olabilir. Ona karşı değilim. Mesela dünyaya geldiğimiz ilk sene. Aile, arkadaşlar, yakınlar bir araya gelerek bir kutlama yapılabilir.  Ancak her yıl tekrar etmesi anlamsızlaşıyor.

Anlamsızlaşıyor, çünkü hepimiz bir taraftan yaşlanmakla mücadele ediyoruz, ama yine de her yaşımızı kutluyoruz. Yalnızca doğduğumuz ana odaklanıyoruz ve o gün insanlar bize ilgi göstersin, hediye alsın, bizi hatırlasın istiyoruz. Günden güne saçlarımıza aklar düştüğünü, bedenimizin kırıştığını, eskisi gibi yürüyüp koşamadığımızı… Hatırlamak istemiyoruz. 

Sizce de burada bir çelişki yok mudur? Benim penceremden çelişki dolu ama sizin pencerenizden nasıl göründüğü ise benim için bir soru işareti. 

Günün birinde doğum günlerini kutlayan bir insana dönüşürsem belki oradaki mantaliteyi anlayabilirim. 

Ve umarım buradaki bakış açımı doğru bir şekilde ifade edebilmişimdir.