Lavinya Dergisi

İNTİZAR
Belinay KARAGÖZ

Satırlar ruhum, kelimeler ruhumdaki yara izleri. Ve cümleler; yaralarımı iyileştiren merhem gibi.

Sevgili Müzeyyen,
Yıllar oldu görüşmeyeli, unuttum sandım. O güzel gözlerin bana değince anladım, hiçbir şeyin değişmediğini, kalbimin senin için ilk günkü gibi attığını. Her gün dualar ettim, seni unutabilmek için. Ben her gün, sen aklımdan çık diye yalvardım. Hiç ağlamayan, canım yandığında bile gözümden bir damla yaş akmayan ben, senin yüzünden ağladım Müzeyyen. Önceleri bilmezdim, kendimi çok güçlü sanırdım. Canımı yakacak hiçbir şeyin olmadığını düşünürdüm, sen yüreğime hançer sokana dek. Yine de canın sağ olsun, ben senden gelen zararı da kabullendim. Sadece, o gözlerin bir daha bana değmesin isterim Müzeyyen. Benden sonra başkasına bakan gözlerini görmek istemem. Eskiden olsa, huzur bulurdum yüzünün her noktasında. Tekrardan öyle hissetmek, beni bırakacağın korkusuyla seni sevmek istemiyorum ben. Eskiden olsa, bana değen gözlerine bile sevinirdim. Şimdi sen beni sevdiğini söylüyorsun, benim yüreğimdeki yara kanıyor. Artık gelme Müzeyyen. Bende yaralar açtın, geçmiyor ama tekrar kanatma. Senden çok şey istemiyorum ki. Beni sevmeni istedim, sevmedin. Şimdiyse sevmemeni istiyorum, seviyorsun. Bunu bana neden yapıyorsun? Ben sana hâlâ kıyamazken sen neden benim canımı böylesine acıtıyorsun? Daha fazla acıtma canımı Müzeyyen, daha fazla yakma beni. Her şeye rağmen, seni güzel hatırlamama izin ver. Her şeye rağmen, radyoda çalan şarkıyı dinlerken aklıma sen gel Müzeyyen, film izlerken, şiir dinlerken sen gel. Dedim ya, senden çok bir şey istemiyorum ki; yanıma gelme, aklımdan hiç gitme yeter. Çünkü sen benim aklımda hâlâ eskisi gibisin. Sen, kendini benim elimden aldın, hayallerimden almana izin veremem Müzeyyen. Hoşça kal. Ben hoşça kalamadım ama sen kal.