Lavinya Dergisi

ESKİ DOSTLUK
Belinay KARAGÖZ

Satırlar ruhum, kelimeler ruhumdaki yara izleri. Ve cümleler; yaralarımı iyileştiren merhem gibi.

Selam,
Nasılsın? Umarım iyisindir. Beni soracak olursan, pek iyi sayılmam. Belki sebebini az çok tahmin ediyorsundur. Ya da belki, sen de böyle hissediyorsundur. Vaktimiz olmadığından mı yoksa birbirimize vakit ayırmadığımızdan mı bilmem ama artık eskisi kadar görüşmediğimizin farkındayım. Hatta konuşmuyoruz bile. Eskisi gibi dinlemiyoruz birbirimizi, önemsemiyoruz. Moralinin bozuk olduğunu gözlerinden anladığım günlerde değiliz artık. Şu an nerede olduğunu, dün neler yaptığını bile bilmediğim günlerdeyiz. Hayatında biri var mı, aşık mısın bilmiyorum. Okul hayatın nasıl gidiyor, derslerine çalışabiliyor musun bilmiyorum. Şu sıralar hiçbir şeyi bilmiyorum. Hep sormak istedim aslında. Nasıl olduğunu, neler yaptığını, günlerinin nasıl geçtiğini öğrenmek istedim. Maalesef, senin de hiç yazmadığını düşününce vazgeçtim. Gururuma yediremedim anlayacağın. Dostluklar hep böyle bitmez mi zaten? Sessizce, vedaya gerek kalmadan. Bence böyle bitmemeli hiçbir dostluk. Daha doğrusu, hiç bitmemeli. Dostluğun bu hayatta en önemli ilişki olduğunu düşünüyorum. Aşk ya da başka bir şey değil, dostluk. Eğer âşık olduğun insan sana bir sevgiliden ziyade dost da olabiliyorsa pekâlâ kabul edilebilir. Fakat benim açımdan bakarak söylüyorum, hiç dostum olmadığında sanki yaşayabileceğim en güzel duyguyu kaybetmiş gibi hissediyorum. Aramızdaki bağın çok kuvvetli olduğu zamanlarda da böyle düşünüyordum ama iletişimimiz kesilmeye başladığından beri aklımdan çıkmayan şeylerden biri de bu. Tabii, diğerlerinden haberin olmadığı için böyle anlatabiliyorum. Sana anlatmak istediğim o kadar çok şey var ki, satırlara sığdırmaya çalışsam çok uzun sürebilir. Zaten sayamadığım kadar uzun süredir birbirimize bir şey anlatmadıktan sonra gelip sana dert yanmam tuhaf olurdu. Ama önceden bu bile böyle değildi işte. Bazen haftalarca, her gün konuşurduk. Bazen de birkaç gün konuşmasak bile aniden, hâlâ aynı samimiyetimizde sohbetimize devam edebilirdik. Sanırım o birkaç günün ayarını fazla kaçırdık. Açıkçası ben samimiyetimizi kaybettim, bulamıyorum. Belki de bir daha asla eskisi gibi olamayacağız ama sanırım bu satırları yazmak içimde kalmasından çok daha iyi. İçim demişken, seninle konuştuğum zamanlarda içimin acısını alıyordun, mutluydum. Şimdi içim acıyor, kimse görmüyor.


 Sana hâlâ çok değer veren Arkadaşın.