Lavinya Dergisi

DÜNYA’NIN EN GÜZEL VE EN GÜÇLÜ KADININA
Öykü KUCUR

Çiçeklerin açtığı yerde umutlar; kitapların olduğu yerde yarınlar yatar.

“Dünya’da en sıcak sözcük nedir?” diye sorsalar hiç tereddüt etmeden “Anne” derim. Çünkü bana göre anne deyince, daralan ruhlar apayrı bir genişlik kazanıyor. Bu sözün etkisiyle tüm sisler dağılıyor. Ve aynı kelime bizi şefkatiyle sarıp sarmalıyor. Hayata tutunmaya çalıştığım ilk günden itibaren yanımda olan kadındır benim annem. Dokuz ay boyunca karnında taşıdığı yetmezmiş gibi hayatı boyunca hep benim kahrımı çeker. Buna rağmen bir gün söylendiğini, şikayet ettiğini işitmedim. İnsan hiç yorulmaz mı? Ya da bıkmaz mı? Diye çok düşündüm. Ama benim annem benden ne yıldı ne de bıktı. Çok fedakar bir kadındı aynı zamanda benim annem. Bana hiçbir zaman yok demedi. Kendi ihtiyaçlarından vazgeçip bir şekilde bana var etti. Düştüğüm her an bana yeniden ayağa kalkmayı öğretti. Gözyaşlarımı kendim silmeyi öğrendim sayesinde. Bana en çok annem bağırdı. Neden biliyor musun? Çünkü başkası bana bağırmasın diye. Bu hayatta güçlü olmamı ve güçlü kalmayı en çok ona borçluyum ben. Başımı önüme eğmemeyi ve dik durmayı ondan öğrendim ben. Ben bu hayatta en çok annemin kızı olmayı sevdim. Onun yolunda, onu örnek alarak geçirdiğim her an benim en güzel anım oldu. Küçükken oyun arkadaşımdı; büyüdüğümde ise en büyük sırdaşım oldu. Onunla birlikte büyüdüm, büyümeye de devam edeceğim. Ama şimdi bana gururla bakabilirsin anneciğim. Ben gerçekten büyüdüm ve seninle de hep konuştuğumuz o güzel işleri yapıyorum. Kendi ayaklarımın üzerinde durmayı ve kendi yolumu çizmeyi sanırım öğrendim. Küçükken tembihlediklerini kulağıma küpe ettiğimi sana söylemiştim. Ben her gün seni daha çok mutlu etmek ve gururlandırmak için çabalayacağım. Bunun için senden tek istediğim; nefesini üzerimden çekmemen. Seni gerçekten çok seviyorum. İyi ki doğdun ve benim annem oldun.