Lavinya Dergisi

DERT DENİZİ
Mehmet BOYACI

Kimseye sorma kimse bilmez bende ki seni, Yalnız sen okursun gözlerim de kendini..

Her gün bir damla daha damlıyor içimizdeki dert denizine. Bütün denizlere, bütün okyanuslara karışmak, yok olmak geliyor insanın içinden. Bazen bir kum tanesi olup uçsuz bucaksız çöllerde bir bedevinin ayağının altında ezilmek istiyor. Cevabı olmayan sorulara basit bir cevap olmak geliyor içinden. İleriye bir adım atmaya mecali yokken, gerisin geri koşmak ve yorulmak istiyor kimi zaman. Gökyüzündeki yıldızları tek tek sayıp, en güzelini bulup, bir dilek tutmak istiyor insan. Bazen de tek başına gökyüzüne ulaşmak gibi hayallere kapılıyor. Zaten insanın tek derdi kavuşamadığı hayalleri oluyor zaman geçtikçe ve yol uzadıkça. Bazen zaman çare oluyor derde, bazen de en büyük derdi zaman veriyor insana. Zaman her şeyin ilacı diyenler, ilaçların fazlasının da intihar olduğunu unutuyorlar galiba. Saya saya bitmeyen günler, haftalar, aylar. Bitip giden ömürler. Beklenen yolcular ve yollar. Yola revan oldukça derdin, derdine katlandıkça sabrın, sabrına sahip çıktıkça da mükâfatın güzel olacak. Ne derdine yüz çevir ne de sabrının sonunu getir. Yolun sonunda elinde çiçeklerle biri karşılamayacak seni belki ama en güzel çiçek sen olacaksın sabırla yürüdükçe. Şunu sakın unutma sabır her şeyi güzel görmektir. İçine ata ata sinir küpüne dönmek değildir. Vesselam...