Lavinya Dergisi
HAYATIMIN JENERİĞİ AQUA
Yaşadığım onlarca yıkıntının altından kalkmaya çalışmak yerine bir boşlukla oradan uzaklaşmakta buldum çareyi. Kimine göre bir kaçış dahi olabilir belki bu. Ama bana göre tam anlamıyla bir çare, kalmaktansa altında biçare. Karanlıkta kalmış bir insanın en ihtiyaç duyduğu şey alabildiğine gökyüzü görmek ve güneşin en tepede olduğu vakitlerde içini ısıttığını hissetmesi değil midir? Ya da bir mevsimin bitişinin bir başka mevsimi getirişini görmek? Hepsini istedim ve hepsine ulaşmam lazımdı. Birer birer de değildi hatta, mümkünse aynı anda hepsine. Nasıl ki onlarca inşa edilmiş anı aynı anda yıkıldıysa üzerime, onlarca istek de aynı anda olabilmeliydi. Seçenek yapmadım hiçbirini, çünkü bu bir sınav değildi. Bu hayattı ve ben hepsini istedim, bir de hayatıma bir jenerik müzik koymayı. Arkada sıralanmış şekilde geçen kişi, olay örgüsünün yaşandığı yer isimleri. Ve kocaman bir teşekkür, tüm o yıkıntıyı yaratan ve yıkıntıdan uzaklaşmayı seçebileceğim zamana beni getiren kişilere. Koskoca bir teşekkür ve arka fonda hayatımın jeneriği. Melodisi inişlerle ve çıkışlarla dolu olan, adeta gökyüzünde birbirini kovalayan martı edası ile yine birbirini kovalayan notalar olan melodi... Hayatımın jeneriği "Aqua". Her tuştan çıkan sadece bir ses, bana ise ılık rüzgârları, dallarda birbirine dokunan yaprakları... Biraz da küçük bir tebessümün ardından uzakları hissettiren Aqua, hayatımın jeneriği. Yıkıntıların ötesinden gelen ses, kendime bulduğum, en çok da kendimi bulduğum... İnişli çıkışlı hayatım ve geride kalanlara son teşekkürüm, hayatımın jeneriği Aqua. "TEŞEKKÜRLER"