Lavinya Dergisi

PAYLAŞMAK EKSİLMEKMİŞ
Yasemin YILMAZ

"Kalıyoruz... Kuş olup uçmak isterken, ağaç olup kök salıyoruz."

Kaç kere yenildim? Ya da kaç kere bölündü uykularım? Kaç kere ezildim ardında sabahların? Saymaya bile hiç kalkışmadım doğrusu. Huzur veren cumartesi sabahları, Beklenen kalabalık, özlenen sesler, rutinden çıkmış hayatlar... Eskisi kadar anlamlı da gelmiyor. Gitmek istemiyorsun mesela. Çıkmayacağım diyorsun, çıkmıyorsun. Karışmaktan çekinmediğin kalabalık şimdilerde ıssız bir deniz sanki. İçine girsen girdiğin gibi kayboluyorsun. Nefes almak derdin ya o zamanlar, Şimdi aldığın nefeste boğuluyorsun. Koşa koşa gittiğin yerlerden biraz biraz kaçıyorsun. Kaçtığın her yerde aslında kendini bırakıyorsun. Benliğini, içinde seni mutlu eden ne varsa aslında her şeyini. Tanışmak istemiyorsun mesela kimseyle. Adını dahi bilsinler istemiyorsun. Kimsin? diye sorsalar, sadece benim demek geliyor da içinden, İçini bilsinler, içini duysunlar, içini hissetsinler istemiyorsun. Zaman geçiyor, sen zamanın içinde fark etmeden değişiyorsun. Artık yola çıkmak bir yere varmak için değil, sadece yola çıktım diyebilmek için sanki. Çünkü çıktığın ne kadar yol varsa varamamışsın hiçbir yere. Ulaşamamışsın olmak istediğin yerlere. Kaçmışsın. Kaçtığın ne varsa kendini bırakmış ve öylece kendini aramışsın. Bulamamışsın. Umutların, ardında bir gölge gibi gelirken, Sen karabasan sanıp geride bırakmışsın da, Olsun demişsin bir şeylere. Ama hiçbir şeyi olduramamışsın. Aldığın pek bir şey yokken fazlasını vermişsin. Almaya hiç bakmamışsın da Doğru mu, yanlış mı diye düşünmek bile aklından geçmemiş. Yanlışı dahi yakıştıramamışsın da Seni mutlu insan kılan ne varsa bir bir hepsini paylaşmışsın. Paylaşmak da bir parça eksilmekmiş aslında, Hep sonradan anlamışsın.