Lavinya Dergisi

BAKMAK 1.BÖLÜM
Öznur AY

karanlığın korumacı tavrına güven :) korkma cesaret et bulutlu gökyüzüne..

Etrafım insan doluydu, içi dolu ya da boş o kadarına bakamıyordum. Anlayamıyordum bazen kendimi, yaşlanmıştım epey, titrek ruhum ellerime yansımış, hayatı avuçlarımdan göle bırakıveriyordum. Hayatımda olan kadına layık olamıyordum bana usanmadan okuduğu her sabah gazetesi sonrası fark ediyordu beynim bu durumu. Artık yürümek bile dünyanın en zor şeyi gibi geliyor, her ayağa kalkışım yeni bir zafer niteliği taşıyordu ömrümün yarısından çoğunda yanımda olan karım için. Gözlerim eskisi gibi bakamıyordu karıma, görüyordu evet. Ama bakamıyordu artık. Tanıyamıyordum bazı akşamları onu. Unutuyordu o güzeller güzeli ahenkli ismini. Oysa ilk tanıştığımızda ismini dünün gazetesinden yırtılmış bir kâğıt parçasına en güzel el yazısıyla yazdığı ismini hala saklarım. Sakladığım yeri unuturum diye korkuyorum en çok. Misafir gelmişti bu öğle sonrası tek şeftali ağacının altında olan küçük bahçeme. Gölgesiyle güneşten saklayan bizi yuvarlak bir masa ve ona eşlik eden sandalyelerde ağırlıyordu her yaz. Yaz diyorum çünkü kışın hem biz yoktuk bu cennetten gizli bizim olan bahçeli evimizde hem de tüm yaz meyvelerinin ağırlığından yorulmuş, yapraklarıyla vedalaşan kışın soğuğunu hissetmemek için uykuya dalan ağacımız. Yüzleri önceden görsem de, yine de tanıyamadığım bir orta yaşlı yanında da genç bir kız oturdu karşımdaki masaya. Bense her zamanki köşemde gölgeden nasiplenebileceğim açıda tek renkli koltuğumda yanımda da köhne bir sehpamla seyrediyordum gelen misafirleri. Sohbet ediyorlardı benden. Duymadığımı zannederek onları. Karıma beni sorup duruyordu orta yaşlı olan kadın. Yanında sessizce oturan genç kız ise arada benimle göz göze gelmeden dakikalarca bana bakıyordu. Ben alışmıştım içimde yaşamaya. Durmadan sağlığımı sormaları ya da çocuklara davranıldığı gibi bana yaklaşmalarına aldırış etmiyordum artık. Ama şu genç kız bir farklı bakıyordu nedense. Sanki amacı beni anlamak ve kurtarmaya çalışan bakışlarla süzmekti.