Lavinya Dergisi
İSTANBUL'A
Ruhları bu kadar var olmaya programlı geçici bedenlerimiz neden kovalıyordu varlığı bu denlicesine çılgınca ?
İstanbul. Benim miladım. Ne kadar farklı bir memleket o öyle. Yaşadığımız ülkenin hiçbir bölgesinde bu denli bir yer yoktur sanırsam. Evin başına buyruk, serseri çocuğu gibi. Ne farklı bir şeysin sen? Öyle ki, ne güzelliğini ne de uğruna yapılan savaşları , dökülen kanları veyahut hırsları anlatmaya kelimeler yetmez. Bir kere vazgeçilmezdir, kendine hayran bırakır herkesi. Sonra ise hayatın gerçek bir imtahan olduğunu burada öğrenirsiniz. Şakaya gelmez ona göre. Nice canlar yakmıştır, hoş daha nicelerini yakacaktır , devam edecektir herzamanki gibi. Her şarkıcının dilinde dolanan o güzel ezgi, her ressamın en gözde tablosu gibi, o her zaman önemli ve özeldir. Herkese benzemez İstanbul, insanları de herkes gibi değildir zaten, dedim ya burası gerçek bir imtahandır. Hem üzer seni, hem de mutlu eder. Bir anne kucağı gibidir, bir yuva olur kimi zaman sana, düşünün ki Marmara’nın mavi sularına ev sahipliği etmiş zamanında ama öyle bir ev sahipliği ki cömertliğinden iki yere bölünerek koruyup kollamıştır onu. Kimi zaman dayanılmazdır İstanbul, öylece çıkıp gitmek, terk etmek istersin onu. Fakat güzellik mi şeytan tüyü mü bilinmez, izin vermez gitmene. Elini kolunu bağlayanın yoktur da, seni burada tutmak ister, hep gözünün önünde. Otoriterdir İstanbul. Öyle bir otorite ki, asırlardır kimseye eyvallahı olmamışçasına devam eden. Gücünü buradan almıştır aslında. Ne komutanlar, ne prensler, ne elçiler... Kimler kimler gördü, nelere tanıklık etti İstanbul. Ne sırlar gizlidir onda, ne çok susmuştur zamanında. Başına buyruktur demiştim İstanbul’a, çünkü yeryüzünde sayılı şehirlerdendir hala şarkıları yazılan. Ağıtlar okurlar uğruna fakat dedim ya, o canı nerede isterse orada kalmaya devam edecektir. Bana kalırsa en önemlisi, asalettir İstanbul. Bir ağırlığı vardır onun, yerlisini, turistini kendisine hayran bırakan. Hatta kimi zaman bizleri , yani kendi içinde barınmaya hak kazanmış kişileri nerede yaşadıkları ile ilgili her anlamda sorgulatan bir özelliği vardır. Düşünüp düşünüp işin içinden çıkamayız o da ayrı bir konu gerçi de. Bazen ise sadece gizemdir İstanbul. “Neden böyle? Niye öyle?” diye kara kara düşündürtür bizleri, acıması yoktur fakat yanlış anlamayın özünde çok merhametlidir İstanbul.