Lavinya Dergisi
VAZGEÇMEYİ BİLMEKÇocukluğumuzdan beri bizlere zorluklarla mücadele etmek, ısrarcı olmak, vazgeçmemek gerektiği öğretildi. Bu yüzden karşımıza imkânsızlıklar çıktığında bile mutlaka bir yol bulmak zorunda hissediyoruz kendimizi. Bütün kahramanların öyküleri mücadele üzerinedir. Onlar vazgeçmediği için, zorluklara meydan okudukları için kahraman olmuşlardır. Bu yüzden hep vazgeçmemek için çabalarız. Olmayanı, olmayacağı oldurmaya çalışmakla kaybederiz zamanımızı. Fakat hayat her zaman direnmekle yaşanmıyor. Öyle anlar, öyle durumlar var ki artık gerçekçi olmak ve o işin olmayacağını, o ilişkinin yürümeyeceğini kabul etmek gerekir. Kabul etmek ve vazgeçmek gerekir. Peter Drucker’a göre: “Vazgeçmesini bilmemek, yarının fırsatlarını geçmişe kurban etmek demektir. Ölümcül bir günahtır!” Vazgeçemememizin altında yatan temel sebeplerden birisi ileride ya geri dönmek istersem korkusudur. Yanlış bir karar verir ve tüm hayatımı bu yanlış karar üzerine devam ettirmek zorunda kalırsam diye düşünerek vazgeçemiyoruz bir şeylerden. Yanlışlarımızı yanlış olduklarını bilerek sürdürmek zorundaymışız gibi davranıyoruz. Birinin yokluğuna alışmanın zorluğunu düşünerek varlığına katlanmak zorunda bırakıyoruz kendimizi. Aslında bunların hiçbirine gerek yok. Bir şeyler olmuyorsa bunları oldurmaya çalışmak yerine yolumuza bakmalıyız. Mutlu değilsek mutlu olabileceğimiz ihtimaliyle yaşamamalıyız. Biz kendi hayatımızın başrolüyüz. Bu yüzden kimsenin kahramanı olmaya çalışmamalıyız. Birileri yaptıklarımızı takdir edecek diye mutsuzluğa hapsetmemeliyiz kendimizi. Birini sevmiyor musun? Sevmek zorunda olmadığını bil ve kendini üzme. Seçtiğin bölümden memnun değil misin? İleride o işi yapmak zorunda değilsin. Hayallerinin peşinden git. Birilerinin seni yargılayacağını düşünmeden isteklerinle kendi hayatını devam ettirmeye bak. Hayatının merkezine kendini koy. Bu hayatta vazgeçmemen gereken tek şey kendi mutluluğun.