Lavinya Dergisi

BİR SERMESTİN SERZENİŞİ
Eylül KARABEL

Hiçbir şeyin ebedi olmadığı bu dünya da kederin miladı nedir ?

 Her gece bana fısıldayan o ses... 
Odamın duvarına gömülü artık, 
Keskin gözleri dikizliyor maskelerimi. 
 Bir palyaçodan farksızım, 
 Güldürdüğüm tek şey duvarlar olsa da 
Yalnız soğuk puslu duvarlar, 
Ne yapabilirim söyleyin? 
Arşa ulaşabilmek için canhıraşım. 
Söyleyin ne kadar içmem gerek? 
Ne kadar yanması gerek canımın? 
Ne kadar sökülmesi lazım? 
Yamalı dizlerimden. 
Gücün beni terk ettiğini hissediyorum. 
Sonuna virgül attığım her kelime, 
Çığlaşıyor ömrümde. 
Noktalarım idam taburesi. 
Havada sallanan yamalı dizlerim... 
Toprak sever sarıp sarmalamayı, 
Toprakta kan kokar, yalnız bilirsin 
Beni hayat bile kabullenmedi, 
Toprak edebilecek mi?