Lavinya Dergisi
HASIR ŞAPKADA UMUT
Uçan hasır bir şapkaydım ben,
Karanlığın eteğinde
Güneş görmemiş, görse dahi kör kalmış.
Ruhumun derinliklerinde hissederdim
Karanlığın üzerine gerinen soğuk örtüsünü,
Üzerimde olduğunu bilmeden
Geçirdiğim yıllar
Kuş olmayan bir tarlada korkuluk olmaya benziyordu.
Tumturaklı cümlelerin ardına saklanmış,
Yaşadığı paranoyaların
Esiri haline gelmiş,
Kendi kabuğuna sığamayan
Yavru bir kuştum ben , bir zamanlar.
Bir gün aydınlığı görebileceğini dahi idrak edemeyen
Sonra o gün geldi,
Kabuğuma taş attı, güneşten parlak
Umudun somut hali.
Yaralandım, kanadım bolca
Ama kabuğum delinmişti.
Işık gözlerimi yaktı kavruldu tenim,
Geri çekilmek için savaş verdim.
“Verdiğim savaştan sağ çıkamayacağım” dedim.
Ama gözlerim alıştı ışığa.
Ve ben, özgürdüm.
Karanlıkta, süzülen hasır şapkaya değmişti gün ışığı.
Ve korkuluk, üzerine konan kuşlara aitti.
Kuş kabuğundan çıkmıştı,
Gök mavilere yelken açarken
Umudu kucakladı.