Lavinya Dergisi
HAYATIN İKİ YÜZÜ
Paytak paytak yürürken ağzının içinde görünen 4 tane dişleri, cansız, kıvırcık iki yandan bağlanmış saçları, upuzun kirpikleri ve ela gözleriyle öylesine güzeldi küçük kız. Kainatın bütün güzelliklerinin onda var olduğunu düşündü annesi, gerçi güzel olmasaydı da dünyanın en eşsiz varlığı değil miydi? Kargaya yavrusu şahin görünürmüş misali. Tek eli annesinin korunaklı avuçlarının arasındayken diğer elinde göğsüne yasladığı sarı saçlı bebeği vardı. Nasıl ki annesi onu güvenceye aldıysa oda bebeğine sıkı sıkı sarılmıştı. Eğer annesinin elini bıraksaydı, şefkatli kollarından çıksaydı iki adım sonrası onun minik bedenine ağır gelecek imtihanlarla doluydu. Daha çok küçüktü bu dünyayla tanışmak için, hevesle pamuk şekercinin önün de durarak ayaklarını yere vurdu küs bir tavırla “Gene mi almayacaksın?" dedi hesap sorarcasına, kıyamadı annesi, onun sarkıttığı dudaklarına bakarken içi titredi. Yüzüne düşen saçlarını kulaklarının arkasına sokarken, şefkatle buseler kondurdu saçlarına mis kokulusunun, az ilerde onları izleyen, gözleri dolu dolu olmuş yüreği yaralı, hayata küskün, her zaman bir yanı eksik çocuktan habersizce uzaklaştılar oradan. Hayat herkese adil davranmıyor, bazılarına altın tepside sunmuyordu güzellikleri, bazı insanlar tırnaklarıyla kanaya kanaya kazanıyorlardı hayatlarını, keşke her çocuk kendi istediği aileye sahip olsa da duygusal muhtaçlıkla etrafını izlemeseydi. Bazı çocuklar erken büyür yaşıtlarının hızında akmaz onların hayatı, elindekilerle avunmayı öğrenmiştir. Bazı çocukların ruhunda açılmış yaralar onarılmayacak kadar derin olur. Yaşadıklarını yaşatma ihtimalinden çekinirler. Bazı çocuklar dünyayı toz pembe görürken onların içi kan ağlar. Her çocuk sevgi ile büyütülecek ebeveynlere, eşit fırsatlara ve haklara sahip olabilse keşke. BÜTÜN ÇOCUKLARIN MASAL GİBİ BİR HAYATLARI OLSUN, NE KÖTÜ CADI DOKUNABİLSİN NE DE KÖTÜ KALPLİ KRAL, SONSUZA KADAR MUTLU YAŞASINLAR.