Lavinya Dergisi
BİLİR MİSİN
_Bir yağmur damlası gibi, düştün yüreğime; yürüdüğüm bütün yollar sana çıktı açtığım bütün pencereler sana baktı... _
Ey yüreğimin en güzel yerine taht kuran sevgili; bilmez misin sen yoksan bu şehir sensiz noksan, sensiz yarım, hep eksik bir yanı. Yutkunamıyorum sevgili! Seninle ilgili kurduğum bütün hayallerimin boğazımda kalışını, titrekçe aldığım nefesimin yarım kalışını ne bu kalem anlatır ne bu bembeyaz kağıt kabul eder yarım kalmış anıları. Sessizce gecenin ıssızlığına karışırken acılarım; ben şimdi bir duvar kenarına çökmüş yalnızlığımla, yaşadıklarımı yarıştırıyorum. Geceyi aydınlatan sokak lambasının altın da, dizlerimin üzerinde gecenin sessizliğini bölen hıçkırıklarım sularken çorak toprakları, yere düşen her bir inci tanesi titretti arş-ı, sen duydun mu sevgili bu can yakan feryatları? En çok da canımı acıtan nedir bilir misin? Kanayan kalbimin sebebi senin oluşun du sevgili. Satırlarda arıyorum seni, mısralara soruyorum tamamlanmamış bizi. Bir şiirin dörtlüğü olmak kadar zor muydu sevda dedikleri, yada bir şarkının nakaratında mıydı yarım kalmış hikayemiz? Ben sende edebi olmaya değil, ebedi olmaya gelmiştim sevdiğim. Ben bütün kötülüklerden, acılardan sığınırken aşkına, sen çoktan aşk zannettiğin hevesinin yolunu tutmuş gidiyordun.