Lavinya Dergisi

AFFETMİYORUM
Öznur AY

karanlığın korumacı tavrına güven :) korkma cesaret et bulutlu gökyüzüne..

Gün doğmadan uyanışlarımı, güneş batmadan haykırışlarımı dinlemeye çalışan çocukları, uyumayan çocukların seslerini duymayı affetmiyorum. Her haykırış sonunda sükuta eren isyan cümlelerimin sonundaki hayal kırıklıklarımın sebebi olan nefes alıp veren canlıları affetmiyorum. Hissettiklerimi affediyorum, hissettiğim şeyler için yargılandığım yargıçları, peşin hükümlü varlıkların bana giydirdikleri mahkûm damgasını, haksız yere kırılan kalemimi, gönülsüz yere yüzüme bakanları, karşılık verip sonrasında karşılık vermeyen büyüyemeyenleri ve çocuk olmayanları affetmiyorum. Sonbahar sonrası yere dökülen yaprakların üstünde yürürken çıkan hışırtı sesinin, gecesinde yağan yağmurun tozla beraber çamurlaşan yapraklarını gördükçe, kaybolan hışırtı sesi yerine cıvıklaşmış adım sesine döndüğüne şahit olduğum zaman yürüyenleri affetmiyorum. Bazı anların sahip olduğu bazı büyülerin dokunulmazlıklarını mahveden kişilikleri gördükçe onlara karşı olan tiksinti duygumu daha iyi anlıyorum. Çünkü sebep oldukları şeyin ne olduğunun bilerek ve durmak bilmeden tüketmeye, çiğnemeye, zorlamaya ve mahvetmeye devam ettiklerinin farkında olmuyorlar, işte bu yüzden bu insanlar zavallı olmaya mahkûm bir şekilde devir daim olarak yemeye, içmeye, bitirmeye devam ediyor. Gökyüzüne baktığım sırada kuşları gördüğümde yüzümde oluşan tebessümün ardında saklanan eski yanlış anlaşılmalardan oluşan düş kırıklarımı hatırlatan insanları affetmiyorum. Beni bedenimle, bedenimin içinde yer alan ruhumla, ruh ve bedenimin oluşturduğu beyin gözümle baktığım etrafımla, konuştuğum kelime öbeğimle yargılayan, yargılamaya tenezzül eden kendi kafa zarının bile çözemeyeceği kadar cahil ve mümtaz varlıkların buna cüret etmelerini affetmiyorum... Sabaha karşı güneş ışınları bile ortaya çıkmadan iki göz odası olup da, büyük göz odasında, kendi bedeninden bile ağır yük taşıyarak beslediği ineğinin vermiş olacağı süte, deriye, ete muhtaç olan elleri, yüzü, ruhu kırışmış yaşlı ve yorgun nineyi uzaktaki bir pencerenin manzarasından izlediğim günleri affetmiyorum. Affetmiyorum güzel geçirdiğim günlerin sonunda daha büyük bir güzelliği arzuladığım ve bunu arzuladığım için yanlış yolda olduğumu söyleyen insanlar tarafından güzel insanları kaybettiğimi anladığım anları affetmiyorum. Tüm bunların içinde en büyük affetmediğim varlık kararsızların içinde karar almaya çalışan beyin hücrelerim. Affetmiyorum.