Lavinya Dergisi

VEDA
Doğan FIRAT

_Bir yağmur damlası gibi, düştün yüreğime; yürüdüğüm bütün yollar sana çıktı açtığım bütün pencereler sana baktı... _

Gene gece oldu, açıldı hüznün yüreği kırılmışların sesi. Çöktü karanlık gönül evime, bir şarkı çaldı radyoda sen sus ben konuşurum dercesine. Sonu hep sana çıkan yolculuktayım sanki, bir nefes kadar yakın, ölüm kadar uzak. Ne zaman gözümü kapatsam seninle yaşanılan hatırladıkca kalbimi sıkıştıran anılar geliyor aklıma, aklım çıkıyor da sen çıkmıyorsun. Sanki müebbet yemiş gibi ölene kadar oradasın. Kalemi kırılmış bir mahkuma bile son arzusu sorulurken, sen izin almadan kurulmuşsun sol yanıma. Her yüreğin sıkıştığında yaralı ruhunda derin yaralar açılan, dizlerinin üzerinde duran güzel seven o genç adam gelsin aklına. Nefes alıyor ama yarım, yaşıyor ama ölü, bakıyor ama görmüyor, senden başka bütün seslere sağır. Bütün renkler kaybolmuş o masmavi gökyüzü simsiyah bulutlara bırakmış yerini yazın ortasında kışı yaşamış bedeni, tüm ağaçlar dökmüş birer birer umut dolu yeşil yapraklarını sanki doğa dengesini şaşırmış. Senmişsin her şeyi güzelleştiren, içilen çayın şekeri, yemeğin tuzu. Şimdi bir deniz kenarında dalgalar kıyıya vururken sorguluyorum kendimi. Sana olan bütün susuşlarım sevdamın büyüklüğünden di. Seni düşünmeden bir saniyesi geçemeyen adam, içimde bir şeylerin koptuğunu hissediyorum. Tamamıyla seninle doluyken içim, artık yıkıldı yolunu bekleyen şehir şimdi gelsen bir gelmesen de bir...