Lavinya Dergisi

ARDINDA BIRAKILANLAR
Öznur AY

karanlığın korumacı tavrına güven :) korkma cesaret et bulutlu gökyüzüne..

Etrafımı saran pus ve kir ile bütünleşmeye başlayınca yokluğunda biçare heves dolanıyordum başka etrafları. Ne kadar düşünsem o kadar biçare bedenim takatini susmaya bırakıyor, vücudumdan gelen çığlık sesleri o kadar efkârlanıyordu. Ben bıraktım yaşamayı, ta ki o anın ardında bırakılanlardan olduğum gün. Küle dönen izmarit misali havaya karışmaktı tek niyetim son sıralar. Unutmak ne ki, ne olduğumun farkında değildim sanki artık. Nefes almak ne ki, tüm ahlara hapsolmuş da, kaybetmiştim soluğumu sanki. Yeterince tüketmiştim belki de, sıra gelmişti tükenmeye. Fikirlerim bende saklıyken ben bendim. Dinlediklerim başkalarının kulağını tırmalayınca yitirdiklerim arkama saklanıyordu. Hedef ve kelimeler arasındaki uçurumlara bir evsiz misali küflenmiş battaniyemle sığınmıştım ömür kırıntılarından arta kalanlarla. Süzülmüştü çoktan yaşlarım, kuraklığa dönen nehirler misali. Artık yağdıkça yağmur onun ıslanmasından korkuyordum, içimdeki tedirginlikler ardında bırakılanlardan olmaktan kaynaklanıyordu. Rüzgâr essin, savursun ruhumu uzak diyarlara. Yağmur yağsın, ıslatsın tüm toz tutmuş fikirlerimi. Fırtınalar kopsun, peşinde sürüklesin benliğimi. Güneş açsın kapatsın tüm kötülüklere gözlerimi. Ama koca betonun altında yatan ona zarar vermesin tufanlar, uçurmasın yastığını fırtınalar, üşütmesin onun ruhunu rüzgârlar, ıslatmasın onu yağmurlar, kurutmasın güneş onun yatağını, çürütmesin kapanan gözlerini. Ne demek gerekir ki, ardında bırakılanlar susmaya mahkûm.