Lavinya Dergisi
ACI EŞİĞİ
Acının süresi var derlerdi, tuhaf gelirdi Ama inanırdım buna o zamanlar Acıyı her hücremde hissederken süresi var diyerek avuttum, Kavuşamadığım her âna inat gecenin sabah ile kavuştuğu anlarda uyuttum kendimi. O acının bir gün uyandığımda benim acım olmadığını, hatta içimden bir nefes gibi çıktığını görecektim. Kendimi acımın bir gün geçeceğine değil de o acının ne kadar süresi olduğuna kaptırmıştım. Sayıyordum... Her gün çok güzel anılara gebeymiş gibi sayıyordum bir bir. Bilmiyordum ki saydığım her günün hesabının düşlerimden düştüğünü... Gelir mi diye çok sorduğum zamanlar oldu aynadaki ben ile konuşurken Ne o bana bunun cevabını verdi ne de ben cevabını bildiğim soruları kendime sormaktan vazgeçtim. İnsanın bazı gerçekleri kendine anlatması da zormuş, bunu kendi gözlerime bakarken kelimeyi yarıda kesip yutkunurken anladım. Önceleri acı eşiğim çok düşüktü benim. Ufacık bir kesik, küçük bir yara bile canımı acıtıp sızlandırabilirdi beni. Şimdilerde aldığım nefes dahi yaksa canımı -mış gibi yapıyorum. İyiymiş gibi, mutluymuş gibi, her şey yolundaymış ve hatta hiç canım yanmamış gibi. Canım hiç yanmamışçasına...