Lavinya Dergisi

SAAT GECENİN DERDİ
Arşiv

Eski Yazar Yazıları

Sizi tanımak kirlenmek demekti Kirli koltuklar gibi rahatsız ettiniz gözlerimi Yalanla doğup kinle ölüyordunuz Soğuk soğuk Nefretiniz sığmadı gecenin alacasına Yalancı namazlar kıldınız vicdanınıza dönmeden Gülüşünüzden bile kir akıyordu yüzünüz sahte Takma yüzünüzde unutulmuş idam adetleri Oysa sözler idam ediyor şimdi gözyaşlarını Cilalanmış haliniz saklayamaz kötülüğü Saçlarınızdaki yağ aklamaz sahteliğinizi Elleriniz boşa havlayan köpek sesleri hiç seveni yok sesinizin Birini geceden önce karanlığa gömmek İhanete vatan olmak yasalarınızda En acınası halinizin eseri sığındığınız dualar Bir ömür ders çalışıp geçilemeyen sınavlar da var Her uykumda ölüyorsunuz dikenlerinizle Keşke bir sabah doğmasa yüzünüz Usandım yalanlar pişen tencerenizden Ana dilim suskun her yağmur ertesi Yokuş dibinde başlıyor zehirli çiçekler Sessizlik nehirleri çoğaldı atlasımda Yitirilmiş sözlerim ruhumda deprem Bir rüzgârın uğultusuna karışıyor Soluk heceleri yontarken şimdi ben Hüznümden önce gömülsün yüzünüz