Lavinya Dergisi

BİR GÜLÜMSEMENİN İÇİNDE
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Bir gülümsemenin içinde temize çekilir geçmişin karanlık sayfaları. Bir başlangıç uzanır önünde, tertemiz. Aydınlık suretinde yıkayıverir korkuları, içtenliğiyle silebilir bitmez sandığın tüm kaygıları.  Gülümsemenin şefkatli parmakları uzanır, değiverir içine, sihirli bir dokunuş gibi… Baştan yazılır o bitti sandığın hikâye… Ve bir tebessüm kondurur dudaklarına… Uykudan uyandıran masum bir öpücük gibi…
Bir gülümsemenin içinde durabilir zaman. O sayıp sayıp durduğun dakikalar eriyiverir sıcaklığında. Susup seyre dalarsın o gülümseyişin dalga dalga büyümesini, zamana hükmedişini. Son bulur akreple yelkovanın arasındaki savaş, bir dinginlik hâli yayılıverir tüm ana… Barış imzalanmıştır artık, iki dudağın arasında.
Bir gülümsemenin içinde dağılır geleceğin sisli bulutları. Tatlı bir sürprizdir o gülümseyişle karşılaşmak, belirsizliği kıvrım kıvrım aşmak… Aralanan bir kapının eşiğinde, pembe düşlerin eşliğinde… Çizgi çizgi umutla dolup taşmak…
Bir gülümseyişe tutundum.
Aynı gülümseyişte kendimi buldum.
Ve o gülümseyişte zamanı unuttum.