Lavinya Dergisi

YERYÜZÜ VE GÖKYÜZÜNÜN EVLİLİĞİ
Gülşah DEMİRCİ

“Susup içime döktüğüm cümlelere boğazımdan geçiş yok Parmak uçlarımla konuşuyorum, duyuyor musun?”

Bir kitap açıldı...
Bir tarafında bereketiyle yeryüzü...
Diğer tarafında asaletiyle gökyüzü...
Hikaye böyle başladı...
Kutsandı bu evlilik...
Çocukları oldu
Böyle doğdu insanoğlu...
O yüzden toprak bir ana gibi
Yetiştirdi, büyüttü...
Gök bir baba gibi sardı
Korudu, kolladı...
Yer ile göğün evliliğinde
Yazıldı insanın yazgısı
O yüzden belki de
Ayaklar yere sağlam basmalı
Baş ise gökte, hep ileriye odaklanmalı
Ah, adının anlamı gibi unuttu insan...
Vefa ve saygıyı...
Önce toprağı ezdi geçti
Yetmedi, üstüne göğü kirletti
Doğarken kollarında bulduğu kendini
Öldüğünde de toprak örtecekti üzerini...
Ciğerlerine çektiği nefesi, bir gün verecekti...
Doğarken ağlayan insan,
Gülümsetirken etrafındakileri
Ölürken rahata erecek,
Bu sefer ağlatacaktı diğerlerini...
Gözyaşı ve tebessüm arasındaydı hayat
Er ya da geç anlayacaktı...
Yerin ve göğün evliliğinde
Bu kitap elbet bir gün
Açıldığı gibi kapanacaktı.